Karakter boyutu :
02 Mart 2019 Cumartesi 11:33
TUTAL; “28 ŞUBAT DEMOKRASİNİN YÜZ KARASIDIR”
28 Şubat 1997 “post modern darbe” ülkemizde gerçekleştirilen son siyasi darbedir ki; bundan sonra da başta 15 Temmuz olmak üzere gizli veya açık birçok kez darbe girişiminde bulunulmuş, fakat milletin iradesi buna izin vermemiştir.
Daha dün gibi hatırlarız ki; 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan erken genel seçimlerde, rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Refah Partisi - Doğru Yol Partisi Koalisyonu ile birlikte Başbakanlık görevine gelmiş yeni hükümet kurulmuştur. Necmettin Erbakan gibi dik duruşlu ve çizgisi olan bir liderin varlığından rahatsız olan kişiler, “post-modern darbe” olarak da anılan 28 Şubat 1997 Askerî Müdahale sürecini başlatmıştır. Müdahale edilmesi gerektiğini düşünen karanlık mihraklar, yalnız hükümetin değil tüm Türkiye’yi adeta bitirmek isteyen bir tavırla faaliyetlerine başlamıştı. Bu bağlamda, hükümetin ilk günlerinden itibaren ordunun komuta kademesinden, hükümete yönelik sürekli “lâiklik” uyarıları yapılmaya başlanmış, hatta bu konuda bürokrat ve medya üyelerine yönelik brifingler bile düzenlenmiştir. Dönemin “ana akım medya” kuruluşlarının gazetelerinde, hükümete yönelik ağır eleştiri hatta saldırılar yer almış, bu manşetler, hükümete karşı kamuoyunda algı oluşturulması ve askerî müdahaleye giden yolun açılmasında son derece etkili olmuştur. Dolayısıyla, 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu Toplantısında zirve noktasına çıkacak olan “post-modern” darbe sürecinde, bu medya kuruluşları ve manşetlerinin önemli bir yeri olmuştur. Bu baskıların da etkisiyle, seçilmiş Başbakan Necmettin Erbakan istifa etmek zorunda kalacak ve Refah-Yol Koalisyon Hükümeti dağılacaktır. Üstelik bu baskı, hükümetin dağılmasıyla son bulmayacak, Refah Partisi kapatılana kadar aynı sertlikte devam edecektir. Bu açıdan, 28 Şubat 1997 “Post-modern” Askerî Müdahalesi, Türkiye’de seçilmiş siyaset ve meşru iktidara yönelik gerçekleştirilmiş son “başarılı” askerî darbedir. 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantısıyla birlikte en zor dönemine girmiştir. Başbakan Erbakan’ın, bu toplantıda, kendisinin siyasî intiharı sayılabilecek ve yersiz ithamlardan oluşan “tavsiye kararları”na imza atmaması, ordu ile hükümet arasında yeni bir krize neden olmuştur. Bu tarihten sonra, medya aracılığıyla Başbakan Erbakan üzerinde kararları imzalaması için yoğun bir baskı oluşturulmuştur ve baskı ile yıldırılmaya çalışılarak bu darbe tertip edilmiştir.
AK PARTİ’NİN 2002’DE İKTİDARI 28 ŞUBAT DARBESİNE TOKAT GİBİ GELDİ
28 Şubat’ta başlayan post modern darbe girişimi ile milletin iradesi hiçe sayılmıştır. 1997 Milletin iradesi ile seçilen hükümeti MGK kararları ile tehdit, kumpas ve antidemokratik bir biçimde bürokrasi, sivil toplum, askeriye, iş ve medya dünyasının da arasında bulunduğu bir grup çete, milletin iradesine başkaldırmıştır. 28 Şubat olaylarına yine en güzel cevabı yüreği vatan aşkıyla tutuşan milletimiz verecektir.
Darbelere rağmen milletimizin birlik olması, kenetlenmesi ile darbecilere en güzel cevap AK Parti Hükümetinin 2002 de iktidara getirilmesi ile olmuştur. Milletimizi dışarıdan çökertemeyen yapılar bizi laik, anti-laik diyerek bölmeye, birbirimize düşürmeye çalışmışlardır. Ancak bu hain emellerine ulaşamamışlardır.
Allah o günleri tekrar bu aziz millete göstermesin
Bu haber toplam 1124 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
DİĞER HABER BAŞLIKLARI
- Hasan Ekici: Yenidoğan Çetesi İle İlgili Sorumluluğu Olan Herkes Yargılanmalı!
- SEYDİŞEHİR BELEDİYESİ DİYABET SENSÖRÜ DESTEĞİ SAĞLADI
- 18 - 24 Kasım Dünya Antimikrobiyal Direnç Farkındalılk Haftası
- CHP, Saha çalışmalarına ağırlık verdi
- CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş: Hava kirliliğinin minimum seviyeye çekilmesi adına etkin çalışmalar yürütülmesi elzemdir
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Seydişehir Postasi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haber Yazılımı: CM Bilişim
Haber Yazılımı: CM Bilişim