SUĞLA ARAZİSİNİN TAKSİMİ ve SEYYİD HARUN TAŞI

Suğla arazisinin tarım için ıslah edilmiş kısımlarından bir bölümü 9 Aralık 1873’te Seydişehir ve Kilisecik (Kesecik), Taşağıl, Suberde (Gölyüzü) köyleri arasında taksim edilerek bir mazbatayla kayıt altına alınmıştı. Bu taksimde Seyyid Harun Taşı, köyler arasındaki ortak sınır kabul edilmişti.

Tarihçi Ercan Arslan konuyla ilgili önemli açıklamalar yaptı: “Seydişehir kent merkezinde ikamet eden ziraat erbabına, aza tîrlerinin başında Hüseyin Ağa ve Halil Efendi ve Taşağıllıların sürekelerinden (ekilen tarlalar) Yukarı obruk altından, Aliyaroğlu sürekesine, Karakış çayı başından, Gürözü’ne (Gürlevik) ve Şehirli Halil Paşa oğlu Ahmed’in sürekesinin alt başından, Seyyid Harun Taşının alt yanındaki yeni yoldan, Halil Çelebi’ye doğru Suberde ırmağına ve Eskiköye (Kesecikle Gölyüzü arasındaki büyük höyük) ve Karaağzı’na kadar olan arazi çalı bırakılmayıp hums-i öşr (ellide bir ürün vergisi) vermek üzere ayrılmıştı.

Kilisecik Köyü, Gökhöyük köyünün aşağı geçidinde Rıza Efendi’nin çiftliği önüne giren yoldan ve Kilisecik köyünün küçük yolundan aşağı a´zâ tirlerinin baş ucunda ve Raşid Efendi’nin (Rasıhın Osman’ın çiftliği) sürekesi sınırından, yönüne aşağı şehirlilerin ..tarafından yine Kilisecik’in küçük yoluna…küçük yoldan büyük ırmağın seddine serkeşli paslığına müntehası işbu hududun aralığı çalı bırakılmayarak hums-i öşr vermek üzere Kilisecik Köyü zirâatçilerine ayrılmıştı. Taşağıl Köyü hudûdu , Karakış çayı (Hüseyin Ağa Çiftliği ile Sabitoğlu Kemal Çifliği’nin önünden geçer. Taşağıl ırmağına karışır, karıştığı yere Kazak Kuyusu denir. Kadir Topaç D.1951 ) başından ,Daban yolundan Şehirli Halil Paşa’nın Ahmedin sürekesi aşağı başından boyuna Seyyid Harun Taşı civârından ( Taşağıl-Kisecik-Gölyüzü köyü sınırları ortasında) yeni yoldan Suberde ırmağına ve dağ tarafı dahi boyuna, işbu hudûdun aralığı çalı bırakılmak üzere hums-i öşr verilmek kaydı ile Taşağıl Köyü ziraatçılarına ayrılmıştı. Suberde Köyü hududu Suberde ırmağından beri tarafa geçirmemek üzere Alagöz içi ( Alagöz pınarı, Cin Irmağına karışır. Cin Irmağı Taşağıl’dan gelen Irmağa karışır. Gölyüzü’nü 2 km geçince sağda dağın içinde) ve Hızır İlyas Taşları (Gölyüzü Leylek kayalığı) ve Ebeönü ve Sultanpınarı’na (Cin ırmağından 2 km aşağıda Kız Pınarı diye bilinir) varana kadar Suberde Köylülerine ayrılmıştı.1871-1872 yıllarında Seyyid Harun vakfına bu köylerin aşarından aktarılan miktar ise Kilisecik Köyünden 13303 kuruş, Taşağıl Köyünden 1248 kuruş, Nefs-i Seydişehir aşarından 37120 kuruş idi (A.Değerli, Seydişehir 1305-1920).

Tarihçi Arslan devam ederek; “Suğla arazisinin bu şekilde ziraate uygun alanının bir bölümü taksim edilmişti. Konya Valiliğince de konu yazılı olarak kayıt altına alınmıştı. Alaybeyi Salih Beyefendi ile Kilisecik, Taşağıl, Suberde ve Nefs-i Seydişehir muhtarları ve söz anlarları, Suğla civârında bulunan Taşağıl Köyünde toplanarak köylerin ziraatçi durumuna göre bu araziyi taksim etmişler ve bunu bir mazbata düzenleyerek imza altına almışlardı. Böylece İleride bu insanlar arasında anlaşmazlık çıkmasının önüne geçilmek istenmiştir. Yapılan işlemler aynı zamanda Seydişehir mahkemesince kaydedilmiş (Seydişehir Kadı Sicilleri, 230, 111- 18 Şevvâl 1290/ 9 Aralık 1873) ve Vilayet tapu kaydına bu şekilde işlenmişti. Bu taksimde geçen yer isimleri sosyal tarihimiz açısından son derece önemlidir. Seyyid Harun Taşı köylerin ziraat sınırlarında belirleyici konumda olmuştur. Yaptığımız saha araştırmasında bu taşın halen mevcut olduğunu tespit ettik (Yaklaşık 190x50 cm ebatlarında yöresel taştan, yekpare yontu. Bu sınır taşı mutlaka muhafaza edilmelidir). Hızır İlyas Taşları bölgede Hızır İlyas kültünün izleri kabul edilebilir. Bu bağlamda Seydişehir sınırları içerisindeki yer adlarının tamamıyla ilgili müstakil ve ayrıntılı bir Toponomi çalışması yapılması elzemdir” dedi.